“Devlet intikamcı değildir, biz bir
kabile devleti değiliz.” Naci Bostancıoğlu,
AKP Grup Başkanvekili, TBMM''deki konuşmasından.
“Yarından
tezi yok, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik güçlerinin birinci öncelikli
işi, bunu yapanlardan intikam almaktır.”
Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürlüğü'nün önündeki konuşmasından
Süleyman
Soylu, bu konuşmayı Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın karşısında ve -buraya
dikkat- mealen değil, yazılı bir metinden yaptı.
Naci
Bostancıoğlu ile Süleyman Soylu’nun bakış açılarının farkı, devleti yorumlama
farkları önemli değil.
Önemli olan…
Önemli olan…
Devlet; Süleyman
Soylu’nun babasının çiftliği değildir…
İşgal ettiği makam, duygusallıkla yönetilecek bir makam hiç değildir...
İşgal ettiği makam, duygusallıkla yönetilecek bir makam hiç değildir...
Dün “harami”
dediği Erdoğan’ın İçişleri Bakanı olmayı içine sindirebilir, kendi sorunudur,
bizi ilgilendirmez…
Ama...
Ama...
Bizi ilgilendirenler de var
Beşiktaş
maçı öncesi, ihbar alınmış olmasına rağmen önlem alamayan bir teşkilatın
İçişleri Bakanı bu kadar vahim bir durum sonrasında “intikam”dan bahsedemez, sadece
istifa eder.
İhbar olmasa
bile, Beleştepe diye anılan alan, her yönden saldırıya açık bir bölgedir,
istediğiniz hızda, istediğiniz yönden gelebilirsiniz. Beşiktaş stadının
çevresinde en güvenliksiz nokta, burasıdır. Bu alanda polisleri toplayan,
toplanmasını planlayabilecek kadar beceriksiz bir teşkilatın İçişleri Bakanı bu
kadar vahim bir durum sonrasında “intikam”dan
bahsedemez, sadece istifa eder.
Beceriksizliği
sonrası, “istifa” yerine “intikam”dan bahseden bir İçişleri Bakanı’nın
olduğu bir ülkede, Bakanından emir alan polisler, öldürülen bir PKK’liyi
akrebin arkasına bağlayarak yerlerde süründürür, bir başkası öldürülen kadın
PKK’liyi çırılçıplak soyup teşhir eder.
Bunlar gerçekleşti. "İntikam" alınıyordu.
Devlet, “intkam” diyorsa, buna Cumhurbaşkanı,
Başbakan ses etmiyorsa, bu devletin tanımı: “Devlet intikamcı değildir, kabile devleti değildir.” demekle olmuyor,
devletin kabile devleti gibi yönetildiğini AKP Grup Başkanvekili tersinlemeyle TBMM’nde söylüyorsa durum
vahimin de ötesindedir.
Devlet “intikam” diyorsa, PKK’yi kınadın,
kınamadın tartışmasının ne yararı var?
Devlet “intikam” diyecekse, terörist dediğiniz örgüt hayli hayli “intikam” peşinde koşacaktır.
Bu
toprakların çocukları, bu yanlış, yanlı politikalar sonucu; “kindar nesiller” yetiştirilerek daha
ne kadar heba olacak?!!!
Aklıma
takılıp duruyor ama ne fayda, devleti yönetenlerin, onlara oy verenlerin aklına
takılmıyorsa ne gam…
Bugün, aynı bakan bu intikamın ''acımasıca'' olacağını söylüyordu. aynı şeyi düşünmüşüz seninle demek ki. Ben bu ''acımasızca'' intikamı duyunca şaşırdım. Ne yapacaklardı yani? Örneğin suçluları yakalayıp cezasını verdikten sonra, cezalarını çekerlerken ilave olarak kırbaçlamayı mı düşünüyorlar acaba? Böylece daha ''acımasızca'' bir cezalandırma olabilir miydi? Benim de aklıma bu geldi. Esenkal. Ali Pamuk
YanıtlaSilAli, aynı şeyi düşünmek ne güzel...
YanıtlaSil12 Mart faşizmi aydınları dışardaki devrimciler karşılığında rehin almıştyı hatırlarsınız.
YanıtlaSilHatırlamaz olur muyum... Daha ağırını yaşıyoruz...
YanıtlaSilBakan böyle derse polis HDP İstanbul il binasını gece basar, kapıyı kırar ve duvarada "GELDİK YOKTUNUZ" yazıp, bir "Ayyıldız" yapar. Bize de. "bu kafa mı toplumsal uzlaşıyı sağlayacak? Bu kafa mı terörü bitirecek? diye sormak düşer...
YanıtlaSilÖrnekler bitmiyot ki... Yazar Seray Şahiner'i bir konferans için gittiği Bursa'da kaldığı otelde, polis kapıyı açarak yatağından kaldırıyor. Pois'e mi laf edelim, anahtarı veren otele mi? Gerekçe, tebliğ bile edilmeyen para cezası...
Sil