Bir süredir iktidar eliyle geliştirilen HDP operasyonunu
izliyoruz, bizim gibi başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partileri de izliyor.
Onlara sorarsanız tepkilerini dile getirdiler, kınadılar ve görevlerini yapmış
olmanın huzuru ile köşelerine çekildiler.
Bu operasyon HDP’ye değil, tüm muhalefete yönelik. Tıpkı
dokunulmazlıkların kaldırılmasında: “Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz.”
dediği gibi CHP yine aymazlık içinde.
HDP, TBMM’nde yer alan yasal bir partidir, Meclis Başkan
vekili vardır yani çeşitli oturumlarda TBMM’yi yönetir.
Bir kısa notla bu girişi sonlandıracağım. AKP, işine geldiği
noktada HDP ile işbirliğinden kaçınmadı hatta Kandil ile de işbirliğini gözler
önünde sergiledi, sahra adliyeleri kurarak, hukuku katletmekten de geri
durmadı.
O zaman…
HDP ile kurulacak ilişkilerden çekinilmeden, korkulmadan bir
an önce tüm muhalefet partilerinin bir araya gelmesi gerekmektedir.
Nasıl?
Tüm muhalefet partileri “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”
hikayesini anlatıyorlar, -hikaye diyorum çünkü hiç birinin açıkladığı bir
Anayasa taslağı yok- o zaman bir an önce bu çalışmaya başlanılmalıdır.
Erdoğan’ın olası bir
hamlesinin önünü nasıl keseceksiniz?
Bütün anketler Cumhur İttifakı’nın % 50 barajına yaklaşamadığını gözler
önüne sermektedir hatta 26 Eylül Cumartesi günü yayımlanan MAK Danışmanlık’ın
(AKP’ye yakınlığı ile biline şirket) son anket sonuçları: Cumhur İttifakı % 42,
Millet İttifakı % 45.
Bütün partiler parlamenter sistemden dem vururken, mevcut
sistemde tıkanan Erdoğan’ın olası hamlelerinden biri de; madem istiyorsunuz, o
zaman parlamenter sisteme dönelim, Anayasa taslağımız da şu, meclise sevk
ediyoruz, dediğinde, hazırlıksız ve parça parça muhalefet olarak ne
yapacaksınız?
Barajların, seçim sisteminin değiştiği yeni ucube bir
sistemin koalisyon ortaklarını çok uzaklarda aramaya gerek yok, hepsi
parlamenter sisteme geçişteki önemli (!) rollerini açıklayarak, geride kalan
kırgınlıkları bir kenara bırakarak yeni bir Milliyetçi Cephe kurmaktan
kaçınmayacaklardır, hele araya soslu birkaç beka (!) meselesi de konulduğunda
herkes huzura (!) kavuşmuş olacaktır.
Bu çalışma Erdoğan’ın
olası bir hamlesinin de önünü kesecektir.
Başta TBMM’de yer alan partileri: CHP, İyi Parti, SP, HDP, Komünist
Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi’ni
bir araya getirerek yeni Anayasa, yeni Siyasi Partiler Yasası, yeni seçim
yasası çalışmalarına hemen başlanması nelerin önünü açar ve nelerin önünü
keser.
Erdoğan’ın yukarıda anlattığım baskın Anayasa ve Parlamenter
Sistem önerisinin önünü keser. Cumhur İttifakının şekli de olsa demokrasi
koşullarında yeni bir seçim kazanmasının önünü keser.
Aynı mecliste yer alan tüm partilerin net bir hedefle bir
arada olmalarını sağlar: Yeni Anayasa –ki sıfırdan oluşturularak 12 Eylül Darbe
Anayasası’ndan geriye kalan maddeleri de yok etmelidir-, yine 12 Eylül’ün
mirası Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası’nı oluşturmak için meşru
aktörlerle bir araya gelinmesini sağlar ve bu sağlanmalıdır.
Bu çalışmalar, kamuoyuna açık yürütülmeli, her hafta
uzlaşılan maddeler kamuoyuna açıklanmalı, o maddelerin kamuoyunda tartışılması
sağlanmalı ve gelecek önerilerin tekrar değerlendirilmelidir.
Bu çalışma yapılırken, parlamento dışı partiler, üniversiteler,
sendikalar, STK’lar, barolar da çalışmalara mutlaka katılmalı, toplumsal
muhalefet en geniş biçimiyle harekete geçirilmelidir.
Bu çalışma, sadece söylemde kalan ve inandırıcılığı olmayan
güçlendirilmiş parlamenter sistemi ete kemiğe büründürdükçe Demokrasi İttifakı’na çok daha büyük
güç katacaktır.
Bu ittifakın tek gerekçesi yukarıda açıklanan temel yasalar
olduğu için; İYİ Parti ile HDP’nin, Komünist Parti ile Deva Partisi’nin ve
diğer partilerin bir araya gelmesi kamuoyuna çok rahat anlatılacağı için Cumhur
İttifakı bileşenleri olan AKP, MHP, BBP ve Vatan Partisi’nin kutuplaştırıcı
söylemlerini de kendi içinde başarısızlığa mahkum edecektir.
Biliyorum ki; CHP yine bu veya benze adımı atmayacak, Cumhur
İttifakı’nın gündeminin arkasına takılarak bu tarihi fırsatı da tepecektir.
Neredeyse eminim, umarım yanılırım.